BAŞ: Tasarruf diyerek THY ve ÇAYKUR’u satacaklar
Hükümetin açıkladığı tasarruf paketini eleştiren Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, “Şu anda vatandaşlığımız satılıyor, topraklarımız satılıyor, ülkemiz resmen bir istilaya tabi tutuluyor” dedi
Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş, hükümet tarafından açıklanan tasarruf paketini eleştirdi. “Kamuda tasarruf gerektirecek israfı kim yaptı” diye soran Baş şöyle dedi; “Ne oldu da bu tasarruflara ihtiyaç duyuyoruz? Bir israf oldu, çok hunharca para harcandı. Nereye gittiği belli olmayan paralar vardı ve günün sonunda da tasarruf gerekti. Şimdi kim yaptı bu israfı buna bakmak lazım. Cumhurbaşkanının örtülü ödeneğinde bir tasarrufa gidiyor musunuz veya uçak filolarına bakıyor musunuz, konvoylara bakıyor musunuz? Dolayısıyla memurun serviste işe gidip gelmesiyle veya üç tane kamu personelinin bir yere giderken uçak biletinin alınmasıyla tasarruf yapılacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz, hiçbir şey olmayacak! Geçiş garantili köprülere ödenen dövizler kamuda tasarruf kapsamında mı, uçuş garantili havalimanlarına ödenen paralar - ki bunlar hep dövize göre revize ediliyor- bunlar kamuda tasarruf kapsamında mı? ”
YANDAŞA REKLAMI KESİN
Kamuda tasarruf yapacaksanız başlayacağınız en başlıca tasarruf şudur; kamu bankalarının yandaş kanallara verdiği reklamları kesin ve kamuda tasarruf yapmış oluyor musunuz olmuyor musunuz bakın. Öyle bir israf modeli, öyle bir gereksiz para harcama modeli var ki kamunun bazı yerlerinde buna tasarruf yapmayı gerek görmüyorlar. Çünkü orada harcamalardan kendi ceplerini dolduruyorlar.
THY VE ÇAYKUR’U SATMA PLANI
Yıllardan beri kurduğumuz, büyüttüğümüz yatırım yaptığımız x şirketimizi daha satacağız. Nasıl SEKA özelleştirildi, POAŞ özelleştirildi, nasıl bunun gibi bir sürü firmamız özelleştirildi ise şimdi de başka firmalar furyasına başlanacak ve özelleştirme ile birlikte elimizden alınmaya çalışılacak. Türk Hava Yolları’na yapılan reklam yatırımları boşa değil. THY özelleştirilmek istenen firmalardan biridir. Özelleştirilmesi çok büyük bir yanlış olur. Bunun yanı sıra şu anda ÇAYKUR sürekli zarar açıklıyor. ÇAYKUR’un aslında zarar falan ettiği yok, işin esasında içi boşaltılıyor! Böyle bir bilanço ortaya konuyor ki yarın ‘bunu satıyoruz özelleştiriyoruz’ dediklerinde diyecekler ki, ‘bu kamuya yüktü, hep zarar ediyordu, bakın özelleştirdik, kamunun sırtındaki bir kamburdan kamuyu kurtardık’ demek için şu anda zarar açıklıyorlar.
SIĞINMACILAR MESELESİ
Şu anda Avrupa'nın ve Yunanistan'ın Türkiye ile görüştüğü iki tane temel unsur var. Bunlardan en önemli konu sığınmacı konusu, ikinci önemli konu da Doğu Akdeniz konusu nitekim Doğu Akdeniz'de Yunanistan bize rağmen çok şey yapıyor. Ege'de adalarımız işgal altında. Ona rağmen biz Yunanistan'a hiçbir şey söyleyemiyoruz. Şu anda vatandaşlığımız satılıyor, topraklarımız satılıyor, ülkemiz resmen bir istilaya tabi tutuluyor. Temel konu sığınmacılar, Erdoğan sığınmacıları içeride tutma hususunda gayretli, çünkü dışarıdan onayı, iktidarda kalabilmenin onayını sığınmacıları burada tutarak alıyor. Dış yatırımı da büyük oranda sığınmacıları ülkede tutarak alıyor. Bu bizim felaketimiz.
ÖZEL’E ARAPÇA TABELA CEVABI
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Arapça CHP’li belediye başkanlarından Arapça tabelaları indirmemelerini istemesine de tepki gösteren Baş şöyle devam etti; “Özgür Beye şunu hatırlatmak lazım; sığınmacılar Türkiye'ye yerleşiyorlar ve yerleştikten sonra işletmeler açıyorlar. Bu işletmelere Arapça tabela asıyorlar. Yani, ‘Benim sana ihtiyacım yok, bana Türk müşteri gelmesin’ diyor. O tabelaya Türk müşteri gitmiyor, kim gidiyor? Yine sığınmacı müşteri gidiyor. Burada sosyolojik olarak unutulan bir nokta var; sığınmacılar buralar üzerinden kümeleşiyor, gruplaşıyor, buraları kendilerine merkez haline getiriyor. Bunun Türkiye'deki demografik yapıya böyle bir zararı da var. Dolayısıyla bunların buluşma mekanlarını da bir şekilde kendi kontrolünde tutabilmen lazım. Katar, BAE gibi yerlerde Arapça tabeladan Araplar bile vazgeçerken, Latin alfabesiyle tabelalar asarken, bizim bu kadar Arap tabelasına sahip çıkan bir siyaset izlememiz yanlış.”