“MAZLUMUN YANINDA, ZULME KARŞIYIZ”

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın başkanlığında yapılan 65. Başkanlar Kurulu Toplantısı’nın ardından yayımlanan 20 maddelik bildirgede, hem küresel krizlere hem de kamu çalışanlarının haklarına dair önemli mesajlar verildi.

Bildirgeden öne çıkan başlıklar şöyle oldu: :

Gazze ve Batı Şeria’daki İsrail saldırıları insanlık dışı suçlar olarak nitelendirildi; uluslararası toplumdan caydırıcı adımlar talep edildi.

Sudan’daki çatışmalar, küresel sömürü ve despotluğun yeni örneği olarak tanımlandı; sorumluların yargılanması çağrısı yapıldı.

Doğu Türkistan ve diğer mazlum coğrafyalardaki zulümler kınandı; insanlık barış ve adalet için harekete geçmeye davet edildi.

Temel insan haklarının korunması için küresel ve yerel düzeyde daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği vurgulandı.

Anayasa değişikliği süreci, sendikal hakların genişletilmesi için fırsat olarak değerlendirildi.

Toplu sözleşme sürecindeki uzlaşmazlık, kamu işvereninin adaletsiz tutumuna bağlandı; gelirde eşitlik talep edildi.

4688 sayılı yasa, günümüz ihtiyaçlarına cevap vermediği gerekçesiyle yeniden düzenlenmeli denildi.

Alım gücü kaybı ve yüksek enflasyon, kamu görevlileri için acil düzenleme ihtiyacını doğurdu; bütçeye yansıtılması istendi.

Ek gösterge ve derece ilerlemesi, tüm kadrolar için 1. dereceye ulaşma ve en az 3600 ek gösterge hakkı talep edildi.

Sendikal kazanımların korunması, üniversitelerde sendika temsilciliği gibi hakların engellenmemesi gerektiği vurgulandı.

Konut ve kira sorunu, kamu görevlileri için geçim krizine dönüştü; kira yardımı önerildi.

Görevde yükselme sınavları, keyfi uygulamalardan arındırılmalı ve düzenli yapılmalı denildi.

Öğretmenlerin yer değişikliği talepleri, adil ve objektif bir sistemle karşılanmalı çağrısı yapıldı.

Eğitim yöneticiliği, meslekleşmeli; liyakat ve mali haklar güçlendirilmeli denildi.

Şube müdürleri ve eğitim uzmanlarının hakları, görev sorumluluğuna uygun şekilde iyileştirilmeli önerisi sunuldu.

Diğer hizmet sınıflarındaki çalışanlar, eğitim çalışanlarıyla eşit haklara sahip olmalı denildi.

Akademisyenlerin iş güvencesi ve mali hakları, bilimsel üretim için ön koşul olarak değerlendirildi.

Üniversite idari personeli, akademik çevrenin ayrılmaz parçası olarak görülmeli; mali haklar eşitlenmeli denildi.

Üniversiteler arası yer değişikliği, idari personel için merkezi ve şeffaf bir sistemle sağlanmalı çağrısı yapıldı.

Eğitim-Bir-Sen’in duruşu, mazlumun yanında, zalimin karşısında olmaya devam edileceği taahhüdüyle noktalandı.