AFERİN ETİKETLEYİN LİNÇ EDİN ÇOCUKLARIMIZI
.

Erhan Sancar
-Hai!
Hüseyin Aycibin İlkokulu
Öznesi öğretmen, objesi öğrenci, yüklemi eğitmek olan bir cümleyle beraber süslüyoruz okulumuzu.
Okulları açtık.
Milli Eğitim Bakanı sınıf anneliği uygulamasını kaldırdık dedi ya da biz öyle sanıyoruz.
1 ay oldu okullar açılalı ve anneler çoktan kaynaştı.
WhatsApp gruplarını kurdu ve dedikodu kazanı kaynamaya başladı. Hızlı bir şekilde organize olan enerjik lider veliler okuldan aldıkları dataları gruplarıyla paylaşmaya başladılar .
Biz bunlara kaplan, helikopter anneler diyoruz.
Bakın süreç nasıl ilerliyor?
Daha o yaşta neredeyse çocuğun tüm kariyer hayatını planlayan ‘kaplan anneler’ hemen aralarında kaynaşır.
Çok değil en fazla bir ay sonra ‘Papatyalar’ sınıfının velileri, 1-A, 3-B’nin anneleri vs. diye hemen aynı adla whatsApp grupları oluşturur.
Bazen öğretmenler iletişim amacıyla böyle gruplar kurulmasını sınıf annelerinden ister ki ‘sınıf anneleri’ başlı başına ayrı bir yazı konusu.
Ama çoğunlukla girişimci ve ‘hep ben’ merkezli bir annenin önderliğinde bu gruplar kurulur.
Öğretmenleri sorgulayan, çocukları kıyaslayan, hâkimiyet kurmaya meraklı, ödev kurdu anneler whatsApp gruplarının değişmez ve aktif modelleridir.
KAPLAN ANNELER
Sohbetlerin ardından sıra doğum günü ve kahvaltı buluşmalarına gelir.
Anneler bir araya gelince de çocuklardan alınan tüyolarla ilk anda sınıfın en yaramazı, en haşarısı kim, hemen damgalamalar başlar ve o etiket okul hayatı boyunca o çocukların üzerinde kalır…
Afacan Ahmet, yaramaz Mahir, hiperaktif Cem…
Zaman kalırsa velilerinin evdeki yardımcılarından bakıcılara kadar bu sohbet-dedikodu zinciri uzar gider.
Evde şiddet dolu dizileri çocuğu ile birlikte izleyen, çocuğu kontrolsüz ekran zehirlenmesine uğratan veli ; akran zorbalığı iddiasıyla okul müdürünü, öğretmenleri, görevlileri zorbalamaya başlar.
Yoğun iş temposunda çocukları anneanne, babaanne, bakıcılara emanet eden veliler, çok az görüştüğü çocuklarının ajitasyon ve manipülasyonlarına aldanarak en doğru kuruma saldırmaya başlar, okula...
Anne babalık yapmadığı için vicdan yapmaya başlarlar.
Zaman ayırıp veremedikleri sevgiyi ,eğitimi, okulun ve öğretmenin vermesini isteyerek çocuğunu emanet ettiği öğretmene, okula yoğun bir saldırıya başlarlar.
Yetmez, çocukların mahremiyetini saygı duymadan el yazmalarını , defterlerini fotoğraflarını WhatsApp gruplarında paylaşarak öğretmene not vermeye başlarlar
Bu arada çocuğunun okulda her alanda en iyi, her derste birinci olmasını isteyen ‘kaplan anneler’i görünce kendini ve çocuğunu yetersiz bulan veliler de ödev peşinde koşturmaya başlar ve okula daha sık gidip sürece müdahale etmek isterler.
Bir de o günkü ödevleri whatsapp gruplarında görüp, o sırada oyun oynayan çocuğuna parmak sallayan anneleri unutmamak gerek.
‘Proje’ çocuklarıyla o etkinlik senin bu etkinlik benim koşturup bir de çok matah şeymiş gibi ahkam kesenler geride kalanlara “Ben kötü bir anne miyim, çocuğumla ilgilenmiyor muyum?” diye yetersizlik hissi yaşatsa da grupları pek eğlenceli, pek hareketlidir.
Gün sonunda hele de yoğun çalışan bir veliyseniz telefonunuzda yüzlerce okunmamış mesaj, açtığınızda da uçuşan kızgın suratlar, kırmızı kalpler, çiçek-böcek dolu emojiler görürsünüz.
Bu grupların aslında “Nereden girdim buraya” diyen sessiz, gözlemci anneleri ise bir yandan da “Aman okulda olup bitenden haberim olsun. ” düşüncesiyle takibe devam ederler.
SANAL DEDİKODU MERKEZİ
Bu grupları sanal dedikodu yerine çevirip, gövde gösterisi yapanların dışında bir de öğretmenlerin telefonunu gece yarısı arayıp ya da uzun uzun mesajlarla “Kızıma şu ters bakmış“ gibi gerekçelerle öğretmenleri delirtenleri saymıyorum.
Sadece eğitimle ilgili paylaşımlar olsa sözüm yok. Aklına geldiği saatte arayıp aklına geldiği saatte mesaj atmak çocuğun öğretmenine yapılacak en büyük kötülüktür.
Okulla ilgili sıkıntı varsa randevu ile gidip öğretmenle yüz yüze görüşmek en iyisi.
Diğer insanların deneyimlerinden faydalanmak, onları dinlemek hatta onların da aynı kaygıları paylaştığını görmek rahatlatır.
Gezi ve özel durumlarda tabii ki bilgi almak gerekir, bu gruplar o zaman faydalıdır.
Bilgilendirme amaçlı her paylaşım iyidir, ama iş dedikodu, damgalama ve suçlamaya girince işte bu sorunlar çıkıyor.
Aman dikkat!
Sevgili Velilerim;
Öğrencilerin severek okula gelmelerini sağlamak için, öğrencilerin mükemmel öğretmenlerden çok mutlu öğretmenlere ihtiyacı var olduğunu bilmemiz gerek.
Mutluluk ortamını sağlayacak yöneticilere ihtiyaç var.
Mutsuz olan yönetici mutsuz edecektir.
Motivasyonun üç kaynağı:
1) işin kendisinden zevk almak,
2) Gelişme imkanı
3) ve anlam duygusudur. *
Öğretmen bunları yaşadığı yerde mutlu olur.
Öğretmenleri mutsuz etmeyelim.
Bir çocukla başa çıkamadığımız yerde 30 çocukla bir günü dolu dolu geçirmeye çalışan öğretmenlerimizi yerle yeksan etmeyelim.
500 çocuk, 30 öğretmen, 20 servisçi, 20 personel ,500 anne 500 baba, 500 anneanne, babaanne ve dede yemek masalarında okulumuzu konuşurken o okulda bir orkestra şefi gibi konsere hazırlanan öğretmenleri, yöneticileri küstürmeyelim.
Sorunlarınızı Dutluk Parkı’nda , pastanede, kafede konuşmak yerine randevu alarak muhatapları ile görüşün.
Sonuçta sorunları sizlerle el ele vererek çözecek olan bizleriz.
Son söz büyük harflerle;
WHATSAP GRUPLARININ YÖNETİCİSİ ÖĞRETMEN OLMAZ İSE KAPATIN GİTSİN O GRUBU..
Vesselâm.
* Baltaş, Acar
Paylaş
Etiketler: Millî Eğitim Bakanısınıf anneleriWhatsApp gruplarıakranzorbalığı