KİM BİLİR BU GİDİŞİN DÖNÜŞÜ OLACAK MI?
.

Erhan Sancar
-Kimbilir” şarkısı, ilk önce 1982 yılında Kibariye sayesinde hafızalara kazındı.
“Kimbilir”i biz hep Gülşen Bubikoğlu'yla özdeşleştirdik.
Çünkü Bubikoğlu, 80'lerdeki Gırgıriye filmleri serisinde Gülliye olarak ne zaman sahneye çıksa “Kimbilir”i seslendirdi. Tabii ki o sesin sahibi kendisi değildi.
Kim bilir bu gidişin dönüşü olacak mı diye tiz bir sesle içlenen Özlem Uluğaşkun"dan kanal değiştirerek Türk halk müziğine terfi eyledim.
Fonda Neşet Ertaş çalmaya başladı.
Neset Baba çalınca ,çıtırtı, ıslık, tırmalama, bozkırın basları, tenorları ve tiz çocuk sesleri aralıksız, tekdüze bir uğultu oluşturur, bu uğultunun altında geçmişi anımsamak ve hüzünlenmek güzeldir.
Bu tekdüze çıtırtı ninni gibi uyutur insanı; babanın sürdüğü arabada cocuk huzuru ile gidersin ve annenin dizlerinde uyuduğunu hissedersin.
Ellerin mosmor kuzine başında ısınır, bir kış günü ayakkabısı su alan mendil satan çocuk, tüten bacalara bakarken sen kaynayan suyun , ateşte yanan odunun çıtırtılarını dinlersin.
Mazinin tebessümünü hatırlattığım bu girizgahtan sonra size mutlu, umutlu tablolar çizmeyi isterdim.
Güneş, bahar, çocuk gülümsemeleri ve güzel bir gelecek bekliyorum demek isterdim.
Ancak değer yargısı olmayan, utanma duygusu olmayan, kibarlığı eziklik olarak gören, hak aramayı kavga etmek sanan, özgürlükçü ama kimsenin fikrine saygı duymayan bir nesil yetiştirmemiz gerektiği pompalanıyor…
Yazık..
Ve bütün bunlara özgüvenli cehalet de eklendiğinde durumun vehameti daha da belli oluyor..
Yeni kifayetsiz muhterisler yetişiyor.
Tolerans, tartışma kültürü yok.
Konsensüs yok.
Empati yok.
Şükür yok.
Teşekkür yok.
Sabır yok.
Kitleleri ayrıştırıp kütlelerini bozdular.
Quo vadis? **
Petrus İsa'ya sorar;
Quo vadis?
Nereye gidiyorsun?*
Düşman olun diyorlar, ben yiyeyim, ben çalayım, ben firavun gibi iktidar olayım, sen Musa'ları öldür diyorlar.
Nişantaşı, Etiler'de, Bağdat Caddesinde planlar yapıp kokteyller verirken; Armutlu'nun , Ok Meydanının, Sultan Gazi'nin masum çocuklarını molotof kokteyllerine mahkum ediyorlar.
Hiç ölmeyecekmiş gibi paralar biriktirip hukkalarda cukkalarken paraları , kuldan utanmıyorlar, Allah'tan korkmuyorlar .
Meclislerinin kürsülerinde mikrofon ellerinde kitleleri galeyana getirirlerken, kahkahalar atarak birlikte yemek yiyorlar meclis lokantalarında...
Biri Allah derken biri Atatürk'ün arkasına saklanarak yallah diyor.
Ve ben bu hiç ölmeyeceğini sanan Titanlar ve tiranlar arasında kalakalıyorum.
Bu kadar yok arasında kirlenmiş yaşlı dünyayı yaşanılır kılan nedir bilir misin?
Bu kadar yok arasında neler var, bilir misin beni teselli eden?
Neler var?
"Ben öyle bilirim ki yaşamak berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır." diyen İsmet Özel'i
Bir kez gönül yıktın ise, bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi, elin yüzün yumaz değil;
‘Yaradılanı sev, yaradandan ötürü.’ diyen Yunus'u,
'İncinsen de incitme.'
‘Dili, dini, rengi ne olursa olsun iyiler iyidir.’ diyen
Hacı Bektaş Veli'si,
‘Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde durabilene’ diyen
Pir Sultan Abdal'ı,
‘Beni hor görme gardaşım, sen altınsın da ben tunç muyum?’
diyen Aşık Veysel'i,
‘Kötü insanların türküleri yoktur.’
diyen
Neşet Ertaş'ı,
‘Bütün aşklardan yücedir, insanın insanı sevmesi.’
diyen
Mahsuni'si,
‘Sana düşman
bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki;
bu insanların evidir, sevgilim
onlar vatana düşman.’
diyen
Nazım'ı,
‘Çiçek gibi insanların kalbini kırdınız, bahçeleriniz bahar görmesin.’
diyen
Ahmed Arif'i,
‘Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir barıştır.’
diyen
Haydar Ergülen'i
"Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbimiz. "diyen Cahit Zarifoğlu'su
"Bir gün akşam olur biz de gideriz, Kalır dudaklarda şarkımız bizim." diyen Necip Fazıl Kısakürek'i ,
"İnsanlar sadece konuştukları şeylerden değil, sustukları şeylerden de sorumludurlar." diyen Uğur Mumcu'su var.
Yani bu kadim topraklarda kin ve nefret yeşermez.
Her şeye rağmen sevgi yeşerecektir...
Kardeşçe...
Kirlenmiş ve de kirlenmeye devam eden dünyada, tertemiz kalabilen insanlara selâm olsun...
Süslü dünyaya kanan
İnan ki olur zebun
Kalbi nefsiyle yanan
Ya maymun ya da babun
Kudurmuş köpeklere
Elinde asa gerek
Çağdaş Firavunlara
Bugün de Musa gerek.
Bana da bir teklif sun
Ne makam ne de budun
Sana uğurlar olsun
Fe eyne tezhebun*
İnna lillahi inna ileyhi raciun**
*Fe eyne tezhebun (Bu gidiş nereye?)
** Nereye gidiyorsun?
***Kaynak Vikipedia
** Allah'tan geldik, Allah'a döneceğiz.