MARAŞ'TAN BİR HABER GELDİ
Maraş yolculuğu başladı. Geliyoruz Davut Hocam.

Erhan Sancar
-Maraş yolculuğu başladı.
Geliyoruz Davut Hocam.
Geliyoruz Maraş'ın Ekinözü İlçesinin Ataköy'ün güzel çocukları.
Nasıl başladı Maraş yolculuğu derseniz;
Moda İlkokulu ailesi olarak Kadıköy Kaymakamı güzel insan Muhittin Pamuk Beyefendi'yi ziyaret ettik.
Kardeş okulumuzu ziyaret edeceğimizi söyledik, bayram öncesi çocuklarımıza gönlümüz ve ellerimiz dolu dolu gidelim dedik.
Kendisi de Maraşlı olan Kaymakam bey memnuniyetle iznimizi verdi.
Milli Eğitim Müdürümüz Babacan Sadık Aslan Hocam bayram öncesi çocuklara hediyelerimizi götüreceğimizi duyunca bürokratik işleri hemen hızlandırdı.
Güler yüzlü şube müdürüm Halit Hocam her zaman hayrın önünü açan yaklaşımıyla işlerimizi kolaylaştırdı.
Ve ilçemiz Nurettin Teksan Ortaokulu Müdürü Serap Hocamın ekibi ile beraber Moda İlkokulu sinerjisi oluştu. Engin yürekler bir potada buluştu.
Maraş Maraş dedik ve yollara düştük.
Yanımda her zaman pozitif her zaman çözüm odaklı olan efsane başkanım Ozan Mete, rehber öğretmenim Aylin Hocam, Psikolog Tolgahan Hocam, Okulumuzun Badi Ekrem'i Selim hocam ve eşim Nesrin Hanım ile beraber havalimanına geçtik.
İstanbul Havalimanı'ndan uçağa bindik.
Kulaklığı taktım ve fonda hüzünlü bir Maraş türküsü çalmaya başladı;
"Maraş Maraş da derler
Bu nasıl Maraş
Bu nasıl Maraş
Gardaş?
Al kızıl kan içinde
Can veren gardaş
Kardeş kalk gidelim
Yoldaş kalk gidelim
Bizim iller kırçıllıdır
Geçilmez yollar
Çamur kurusunda gidelim
Burdan gidelim
Ufak taşınan bina yapılmaz
Valla bir ben ölmeyinen
Maraş yıkılmaz
Kardeş kalk gidelim
Yoldaş kalk gidelim.
Yollar çamur kurusun da gidelim.
Lale sümbül büyüsün de gidelim
Kardeş gidelim!"
Bölge deprem tarihçesi için Vikipedia'yı açtım:
Bölgede en büyük deprem, şiddeti 9 olarak tahmin edilen 1114 Maraş depremidir.
Ondan sonra 2.büyük yıkıcı deprem olan1513 depremidir.
Ve ondan 510 yıl sonra, 6 Şubat 2023'te ise aynı fay zonunda meydana gelen ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kaydedilmiş en büyük depremi olan 7.8 Mw büyüklüğündeki Kahramanmaraş depremlerinde 58 binden fazla insan öldü yazıyordu.
Gözlerimdeki nemi sildim.
Depremde annesini ve evladını kaybedenleri hatırladım.
Ve tabii ki ahirete intikal etmiş olan rahmetli annemi.
"Sen gidersen nem kalır
Gözlerimde nem kalır
Herkes gider evine
Sadece annem kalır. " dizeleri döküldü dilimden.
Gözlerimi Maraş seferine çıkan uçağı tıklım tıklım dolduran yolcuların üzerinde gezdirirken kulağıma yanık bir ezgi daha geldi;
"Maraş'tan bir haber geldi
Dediler ki Meyrik öldü."
Maraş'ın bütün türkülerinde hüzün, yas, yıkım, felaket, kardeşlik, özlem sitem kol kola girmiş durumda..
Uçak Maraş'ın merkezi üzerinde süzülürken depremde yıkılan binaların enkazının %90'ının kaldırıldığını gözlemledim.
Konteynerlar, çadır kentler, yıkılan binaların boşlukları, gözümüzün önünde belirmeye başladı.
Caferağa Mahallesi'nin, Muhtarı Zeynep Hanımın, Moda Gönüllüler Evinin, Meral Hanım'ın ve Moda semtinin Moda İlkokulunun güzel yürekli insanlarının, Burcu Başkanın, Ozan Başkanın, Batuhan'ın , okulumuz çalışanları ve kocaman yürekli öğretmenlerinin, sınıf temsilcilerinin Seda, Gülseren, Burcu Neslihan, Gamze, Mehtap, Bahar, Dilara, Aysun Hanımların organizasyonunda derlediği toparladığı yardım malzemelerini bir gün önceden göndermiştik iyi ki.
Ataköy Şehit Nurettin Aslan İlkokulu müdürü Davut hocamın gönderdiği servis bizi havaalanından aldı ve köye yolculuğumuz başladı. Bir saatte Maraş'a gelmiştik ama köye yolculuğumuz yaklaşık iki buçuk saat sürdü.
Güler yüzlü Nihat Kara ama gözükara kaptan bizi Ekinözü'ne doğru götürürken zorlu bir tırmanma sürecine başladık.
1700 metre rakımdaki köye giderken yolların deprem sonrası heyelandan yıkıldığını gözlemledik.
Bir minibüsün zorlukla gidebildiği bir yoldan uçurum manzaralarını izleyerek yolumuza devam ettik.
Yaklaşık 6 tünelden geçerek köye girdik.
Köy hayalimdeki gibi değildi açıkçası.
Dağınık evler yamaçlara serpiştirilmiş bir köy imecesini yansıtmıyordu sanki.
Ama dağınık yerleşim yerinde insanlar çabuk toparlanmıştı.
Minibüsle şirin okulumuzun bahçesine girdik.
Yokluk ve yoksullukla imtihan edilen çocuklarımız zengin güler yüzleriyle karşıladılar bizi.
Müdürüm Davut Bolat ve mütebessim müdür yardımcısı Ezgi Yılmaz ellerinde kırk yılın hatırına yazılı birer kahve paketi ile karşıladılar bizi.
Mahalle Muhtarım hiperaktif Şaban Göz Bey, güler yüzlü meclis üyesi Ömer Kara içten bir hoş geldinle kucakladılar bizi.
Okul kütüphanesinde okulumuzun öğretmenleriyle tanıştık. Hafif puslu bakışlarıyla yaşadıklarının özetini 10 saniyede biz de yaşadık.
Ve 1.sınıflardan başlayarak 2 .3. 4. sınıftaki çocuklarımızı ziyaret ettik.
Onlara oyuncaklarını hediye ederken gözlerindeki yaşama sevincini gördük.
Moda İlkokulu çocuklarının onlara selamlarını ilettik.
Moda ilkokulu velilerinin sevgilerini ilettik.
Ve dedik ki Maraş, Adana, Hatay fark etmiyor.
Biz biriz, beraberiz, biz birlikte bir milletiz.
Üzerlerinde okul üniforması olmasa da ayakkabıları yırtık olsa da elbiseleri eski de olsa o çocukların gülümsemeleri çok yeniydi, bilin isterim.
Çocukları ve öğretmenlerini İstanbul'da misafir etmek için davet ettik. Sarıldık evlatlarımıza, sorularını cevapladık, ellerinden tuttuk. Gözlerine baktık. Işıl ışıl yanıtlar aldık.
İyi ki gittik Maraş'a, Ekinözü'ne, Anadolu’nun acılı analarının bize emanet ettiği evlatlarımıza.
Köyde maalesef deprem nedeniyle evler hasar gördüğü için kalacak yer olmadığından aynı gün dönmek zorunda kaldık. Uçağımıza doğru Nihat Kaptan bizi yetiştirirken arkamızda güler yüz ve biraz da hüzün bırakarak yola koyulduk.
Maraş'ın evlatları gözü yaşlı
Maraş'ın dağları dumanlı
Ama insanları dimdik ayakta ve imanlı.
Yeni baştan başlamaya, küllerinden yeniden doğmaya azimli.
Haydi Maraş sen Kahraman sıfatını boşuna almadın ki.
Doğrul.
Dik dur.
Biz sizinleyiz.
Bunu bil.
Ekinözüm iki gözüm bunu bil.
Hasretle ve selamla bitiriyorum yazımı.
Vesselâm.