GÜÇ MÜ BOZAR, ÖZ MÜ ÇÜRÜR?

Karayipler’den Boğaz Hattına Bir Yolculuk

Şu Jeffrey Epstein meselesi patladığından beri hepimiz birer dedektif olduk çıktık. Adamın listesine bakıyorsun; başkanlar, Nobel alanlar, dünya devleri

 İnsan ister istemez sormadan edemiyor: "Kardeşim, sizin her şeyiniz var, bu neyin açlığı? Neden bu kadar sapıtıyorsunuz Aslında mesele sadece "sapık" olup olmamak değil; mesele, mutlak dokunulmazlık zehriyle tanışmak.

Bana Kimse Dokunamaz"Dedikleri An

Bakın, bu adamlar sapık doğmuyor belki ama o sınırsız para ve çevre, içlerindeki "hiç kimseye hesap vermeme" duygusunu uyandırıyor. Sıradan insan yasadan, komşudan, ayıptan korkar; ama bu "seçkinler" takımı bir süre sonra kuralların sadece "bizim gibi ölümlüler" için olduğunu sanmaya başlıyor. İşte o meşhur "güç zehirlenmesi" tam burada başlıyor. Adrenalin yetmiyor, para tatmin etmiyor, sonunda en karanlık hazların peşine düşüyorlar.

Gelelim Bizim "Yalı" Muhabbetlerine

Dünya Epstein’ın adasını konuşurken, bizim buralarda da kulisler kaynamaya başladı. Gazeteci Mehmet Akif Ersoy ve çevresi hakkında sosyal medyada havada uçuşan o "yalı partileri, pudra şekerleri ve kontrolsüz eğlenceler" iddiaları, aslında aynı filmin yerli versiyonu gibi.

Ekranda jilet gibi takım elbiseyle bize "ahlak ve değerler" üzerinden ders veren bazı isimlerin, kapalı kapılar ardında bambaşka dünyalara aktığı iddia ediliyor. Tabii bunlar şimdilik birer iddia; ama dumanın kokusu hep aynı yere çıkıyor: Zirveye çıkanların, kendilerini toplumun kurallarından üstün görme kibri.

Vitrin Pırıltılı, Mutfak Karışık

İşin en ironik tarafı ne biliyor musunuz

Epstein’ın uçağındaki dahiler neyse, bizim yalı sofralarındaki saygın tipler de o. Birbirlerinin kirli çamaşırlarını bildikleri için kurdukları o sessizlik ortaklığına da dostluk diyorlar.

Ama gerçek şu ki; güç, insanın maskesini düşüren en büyük sınavdır.

Kimin Yanındasın

Kısacası kardeşim; ister Karayip’te bir ada olsun ister Boğaz’da bir yalı

Eğer vicdanın sigortası atmışsa, o sınırsız imkanlar seni canavara dönüştürüyor.

Biz halk olarak "Nasıl sapıtmışlar diye şaşırıyoruz ya aslında onlar hep oradaydı, sadece biz yeni fark ediyoruz.

Çünkü parıltılı ekranlar kapandığında, herkes kendi gerçeğiyle baş başa kalır. Önemli olan o zirveye çıkmak değil, oradayken insan kalabilmekmiş. Göreceğiz bakalım daha hangi yalıların duvarları dile gelecek, hangi maskeler düşecek.. bizim yalı sofralarındaki saygın tipler de o.

Birbirlerinin kirli çamaşırlarını bildikleri için kurdukları o sessizlik ortaklığına da "dostluk" diyorlar. Ama gerçek şu ki; güç, insanın maskesini düşüren en büyük sınavdır.

Kimin Yanındasın

Kısacası kardeşim ister Karayip’te bir ada olsun ister Boğaz’da bir yalı

Eğer vicdanın sigortası atmışsa

o sınırsız imkanlar seni canavara dönüştürüyor. Biz halk olarak "Nasıl sapıtmışlar diye şaşırıyoruz ya

aslında onlar hep oradaydı sadece biz yeni fark ediyoruz.

Çünkü parıltılı ekranlar kapandığında, herkes kendi gerçeğiyle baş başa kalır. Önemli olan o zirveye çıkmak değil, oradayken insan kalabilmekmiş. Göreceğiz bakalım daha hangi yalıların duvarları dile gelecek, hangi maskeler düşecek.