25 Mart 2025 - Salı
ÖZEL’İN KRİZ FIRSATÇILIĞI
.
Yazar - Cengiz Doğan STRATEJİK ANALİZ
Okuma Süresi: 5 dk.

Cengiz Doğan STRATEJİK ANALİZ
-
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk ve rüşvet suçlamasıyla tutuklanmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in ‘sokak’ çağrısıyla bir haftadır yaşananları hepimiz biliyoruz. İstanbul’da ilk olarak Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanmasıyla başlayan bu süreçte Özgür Özel’in çağrıyı İBB Başkanında yapması iki ayrı sonucu doğuruyor. Daha önce ‘sokak çağrısı’ yapmadığınıza göre o zaman daha önce tutuklanan belediye başkanlarınızın suçlu olduğunu kabul mu ediyorsunuz? Ya da diğerleri önemsiz ama İmamoğlu mu önemli?
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kalabalığı gördükçe her akşam yaptığı açıklamalarla konuşmasını biraz daha sertleştirip tehdidi biraz daha artırıyor. Bu germe ortamı da istenmeyen olayların yaşanmasını ve yaşanma riskini beraberinde getiriyor. Haksızlık yaşadığınızı düşünüyorsanız bunun yolu kitleleri mobilize ederek ortalığı kasıp kavurmak değildir. Ekonomiyi çökertme tehdidinde bulunmak hiç değildir. Bu ülkede yaşayan herkesin bu ekonomik çöküntüden etkileneceğini bile bile bunu yapmanın amacı nedir?
İmamoğlu hakkında savcı tutuklama istemiş hakimlik bu kararı yerinde bulmuş ve tutuklamış. Haksızlık olduğunu düşünüyorsanız sokağa çıkmaz bir üst mahkemeye dilekçe ile başvurursunuz ve tutuklamanın haksız olduğunu söylersiniz. Bir üst mahkemede de verilen kararı beğenmezseniz hak arama süreci Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruya kadar gider. Yani iç hukuk yolları bitmiş değil. İç hukuk yollarının bittiğini düşünseniz bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gidersiniz. Dersiniz ki; ‘böyle böyle bir haksızlığa uğradık işte belgeler bunlar’ Ama yok siz daha ilk adımda bunu yapar ve halkı sokağa çağırarak taşkınlığın fitilini ateşlerseniz amacınız Ekrem İmamoğlu değil, onun üzerinden oy devşirmek olduğu sonucu çıkar ortaya. Halkı galeyana getirerek iktidara gözdağı verme yönteminiz doğru değil. Kürsüden ‘aman taşkınlık yapmayın’ demekle yaşananlardan kendinizi sıyıramazsınız. Sizin çağrınıza uyan on binlerce üniversiteli gencin geleceğiyle oynama hakkını kendinizde görmemelisiniz. Gençliğin ateşinden faydalanarak yargıyı bahane edip nihai hedefinizin iktidara sopa göstermek olduğu gün gibi aşikar. Zaten konuşmalarınızda siz de bundan bahsediyorsunuz. Ama tehlikeli bir ateşle oynuyorsunuz.
Bir olayla kazananın kim olduğuna bakacaksınız derler. Evet Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasında kazanan kim? Diplomanın iptali ve sonrasında tutuklanmasının ardından ‘emanetçi başkan’ sıfatından kurtulma fırsatını yakalayan Özgür Özel, ‘koltuğun sahibi benim’ mesajını vermeye başladı. Yaptığı çağrılar, kürsü konuşmaları, tek adaylı seçim… İmamoğlu yerine konuşulan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın Saraçhane’de yaptığı konuşmasına sahip çıkmaması ‘Parti genel başkanı olarak ben ne diyorsam o’ açıklaması Özel’in bir taşla iki kuş vurma çabasını da gözler önüne seriyor. Öyle ya; “İmamoğlu’nun diploması iptal edildi ve yargılama süreci var, Mansur Yavaş’a da Kürtler oy vermez e o zaman tek cumhurbaşkanı adayı kalıyor o da benim. Ama önce timsah gözyaşı dökmem lazım. Kitleleri İmamoğlu üzerinden harekete geçirip nihayetinde bunu CHP’ye ve kendime oy olarak dönüştürmem lazım” Bunun adı kriz fırsatçılığıdır. Ancak bu ülke sizin kriz fırsatçılığınıza heba edilemez edilmemeli.
Öyle ya derdiniz demokrasi olsa Ümit Özdağ tutuklandığında ‘bunun siyasi görüşü olmaz’ der kitleleri sokağa çağırırdınız ama çağırmadınız… Şimdi kürsüden Ümit Özdağ’a selam gönderip Türk milliyetçilerinin, Selahattin Demirtaş’a selam gönderi Kürtlerin oyunu alma çabası içindesiniz. Nihai kazanma hedefiniz için her yol mübah mı?
Hükümetler gelin geçer aslolan devlettir ancak sizin ‘ekonomiyi çökertelim’ söylemi devlete de zarar veriyor ve bu ülkede yaşayan 86 milyona da …
Yorumlar (3)
Tüm Yazıları