PARTİSİZ PARTİLİ BAŞKAN OLMAK

Malumdur belediye başkanları seçildiğinde verdikleri ilk mesaj ‘parti rozetimi çıkartıyorum, tüm Maltepelilerin belediye başkanı olacağım’ söylemini yaparlar. Bu son dönemde de böyle oldu. CHP’den seçilen belediye başkanı ilk seçildiğinde parti rozetini çıkardığını belirterek herkese eşit davranacağını söyledi ve hümanist bir görüntü çizdi. Sonra ne mi oldu?

Parti rozetini çıkarmadığını her türlü eylem ve hareketinde gösterdi. CHP otobüsüyle halkı selamlamalardan tutun, daha seçimler yapılmadan kendi partisinin genel başkanını ‘cumhurbaşkanım’ diye selamlamaya kadar giden bir süreç yaşandı. Belediye başkanı halkı selamlayabilir ne var bunda diyebilirsiniz elbette bir şey yok ancak halkı selamlaması gerekiyorsa ve ‘ben parti rozetimi çıkardım’ diyorsa o zaman belediyenin otobüsüyle de selamlayabilirdi. Parti rozetini çıkarmayacağını ilk başta söylese tüm bunlar mazur görülebilirdi. Ancak siyasetteki söylem ve eylem çelişkisini bir kez daha yaşadık. Şimdi bu saatten sonra belediye başkanının tarafsız olmasını beklemek en hafif deyimiyle saflık olur.

***

İLÇEDE OTURMADAN İLÇEYE HİZMET ETMEK

Şimdi size soruyorum Maltepe’de oturuyorsunuz Maltepe Belediyesinin kaç tane meclis üyesi var?  Eminim büyük bir çoğunluk buna google’den yardım almadan cevap veremez. Siz kaç tanesini tanıyorsunuz desem yine büyük çoğunluk ‘hiç birini’ cevabını verecek. Soruyu bir adım daha öteye götürelim; Maltepe Belediye Meclis üyelerinin kaç tanesi hizmet etmeye söz verdiği ilçe sınırları içinde oturuyor? Ben cevap vereyim büyük bir çoğunluğu ilçe sınırları dışında oturuyor.  Maltepe’de oturmadan Maltepe’ye hizmet etmek ne güzel değil mi? İlçenin s orunlarını bilmeden, ilçe dair bir fikriniz olmadan devlet memuru zihniyetiyle meclis toplantılarına katılıp el kaldırıp evet ya da hayır diyerek bir görevi ifa ettiğini düşünmek… Yazık… En az bu yazık kadar bir başka yazık da bu isimleri meclis üyesi olarak seçen bizlere demek lazım.

***

O OLMASIN DA MANTIĞI

Maltepe daha önce AK Partili Belediye Başkanı tarafından yönetildi. 2009’da CHP’ye geçti. Bu değişim o gün bakıldığında mantıklı görünebilirdi. Öyle ya Fikri Köse ve yönetiminin icraatlarını yetersiz bulmuş olabilir ve daha iyisini yapacağına inandığı bir başka isme ve partiye yönelebilirdi seçmen. Ancak 2009-2014’teki CHP yönetimi kendini TSKM’ye kapattı halktan soyutladı, Maltepe’nin sorunlarına çözüm bulmak bir yana, İBB yönetiminin sorunlara çözüm için getirdiği projelere bile engel olmaya kalktı. Örnek mi istiyorsunuz bugün herkesin hafta sonları akın etiği ve dahi partisinin genel başkanının mitingleri düzenlediği Orhangazi Sahil Parkı ve miting alanı. Nihayetinde bu kişinin beceriksizliği kendi partisi tarafından da görüldüğü için bir başak isim aday olarak gösterildi 2014’te. Vaatler cezbediciydi yine… Seçmeni buradaki tercihinden dolayı bir kez daha anlamak mümkün olabilirdi belki. Ancak 2014-2019 arasında yapılan elle tutulur ne vardı? Öyle ya ikinci kez aday gösterilmesin diye kendi partisindeki isimler bile kazan kaldırmış hatta Ankara’ya yürümüştü. Kendi partisinden mesai arkadaşlarının onay vermediği bu isme Maltepeli sırf AK Partili aday kazanmasın diye oy verdi ve ikinci kez başkan yaptı. Böyle olunca o kişiye güven geldi. Seçmen kutuplaşmasının farkında olarak ‘ben hiçbir şey yapmasam da AK Parti’ye karşı olanların oyuyla Maltepe’de süresiz başkan seçilirim’ mantığı hakim oldu. O da bıraktı Maltepe’yi Ankara, Münih, Tunceli üçgeninde vakit geçirir oldu. Bir belediye başkanı düşünün her fırsatta Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün adını ağzından düşürmeyecek ancak 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim gibi anlamı olan özel günlerde kutlamalara katılmayıp yerine yardımcısını gönderecek. Bu kibrin en büyüğüdür anlayana. O olmasında mantığı ise sadece o mantığı savunanlara zarar verir.