SÖZ KONUSU VATAN MI KOLTUK MU?

Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi Millet İttifakının cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ekonomi alanında söylemleri vardı. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkışıklığın açılması için formülün kendisinde olduğunu söylüyordu. Yurt dışından 300 milyar dolar getireceğini ve ekonominin kısa sürede düze çıkacağı yine vaatleri arasındaydı. Depremzedelere sıfır maliyetli ev, emekliye her bayram 8500 TL ikramiye yine ekonomi alanındaki vaatlerinden bazılarıydı. Hepsini söylemeye gerek yok. Seçim geride kaldı Kılıçdaroğlu seçimi kazanamadı bu olabilir seçimlerde bir kişi kazanır. CHP Genel Başkanı kemal Kılıçdaroğlu eğer ülkeyi ve ülke insanını düşünüyorsa şimdi yapması gereken parti içindeki çekişmeleri bir kenara bırakarak ekonomi alanında ki projelerini hükümetle paylaşmaktır. Atatürk’ün ‘Söz konusu vatansa gerisi teferruattır’ sözünde olduğu gibi, söz konusu içinde bulunduğumuz ekonominin düze çıkması ise yapması gereken budur. Bana göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan acil randevu talep etmeli, ekonomi alanında verdiği vaatlerin nasıl gerçekleşeceğine dair raporları kendisiyle paylaşmalıdır. Eğer Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun bu randevusuna cevap vermezse çıkıp kamuoyuna bu vaatlerin nasıl gerçekleşeceğini anlatmalıdır. Eğer koltuk değil ülke insanını ilk sıraya koyuyorsa bu projelerini ve alt yapısını yeni ekonomi kurmaylarıyla da bir araya gelerek paylaşmalıdır. Yeni ekonomi yönetimi, Kılıçdaroğlu’nun paylaştığı bu verilerden belki faydalanmak isteyebilir, kendi politikalarına yakın olanlar vardır onlar harmanlanabilir, belki de gerçekçi bulmaz onu bilemem ancak bu projelerin ve nasıl gerçekleşeceğinin paylaşılması kendisinin kamuoyuna olan borcudur. Seçim sonrası “6’lı değil gerekirse 16’lı masa kuracağım” demesi gerçek dışıdır. Var olan 6’lı masanın dağıldığını bile bile böyle bir söylem gerçekçi değildir ve bunu kendisi de bilmektedir. *** SORUN İKTİDAR DEĞİL MUHALEFET Ben bugüne kadar hep söyledim ‘Türkiye’nin iktidar sorunu yok muhalefet sorunu var’ diye. Son seçimler ve sonrasında yaşananlar gösterdi ki Türkiye’nin gerçekten muhalefet sorunu var. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik duruma rağmen seçmen muhalefete güvenmiyor ve tercihini şikayet ettiği iktidardan yana yapıyorsa sorunun muhalefete olduğu gerçeği ortaya çıkar. İktidarı yenmek için 6 benzemezi aynı masa etrafında toplamak, yenilgi sonrası partideki başkanlık koltuğunu korumak için herkesin suçu birbirine atması yine muhalefette sorun olduğunun göstergesidir. Bu 6 benzemezin iktidar olduğunu düşünün, daha ilk sorunda çatlak çıkacak ve karar almak imkansız hale gelecekmiş. Türkiye, çok çektiği koalisyonlu yılları bile arar hale gelecekmiş. Bunu neden diyorum, altılı masanın ortaklarının yaptıkları açıklamalardan başka bir sonuç çıkmaz da ondan. İYİ Parti Genel Başkanı, kurultayda suçu dava arkadaşlarına attı, CHP’den vekil istemesini ‘en büyük pişmanlığım’ dedi ve salondan aldığı alkışlarla koltuğunu korurken seçim yenilgisini de sahiplenmedi. Deva, Gelecek ve Saadet Partileri açıklamalarında CHP’nin oyunun yüzde 17 olduğunu kendilerinin getirdiği oylarla bu oranın 25’e çıktığını söyledi. CHP hariç seçim yenilgisini kimse sahiplenmedi aslında CHP’de sahiplenmeyecek ancak koltuğa oturmak için sırada bekleyenler var. Baba oğul kavgası, arada bize de fırsat düşer mi diyen amca ve dayılar pusuda…. Özetle muhalefet Türkiye’nin gerçekliklerinden kopuk kendi koltuğunu koruma derdine düşmüş. Seçimden yenilgiyle çıkabilirsiniz siz seçmenin size verdiği yapıcı muhalefet görevini en iyi şekilde yerine getirmeye çalışırsınız fakat muhalefet partilerinde ‘Madem bizi seçmediler beter olsunlar’ anlayışı hakim bu anlayışla otuz yıl daha iktidar olma şansları yok bunun da aslında farkındalar ama dediğim gibi onlar ‘Söz konusu koltuksa gerisi teferruattır’ düşüncesindeler.