BABA OĞULUN MİRAS KAVGASI

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs seçimlerini kazanacağına o kadar emindi ki tüm stratejisini bunun üzerine kurmuştu. Demokrasi söylemleri, helalleşme, ‘biz değiştik’ mesajları, farklı siyasi ideolojilere sahip partilerle oluşturduğu masa hep bu kazanım üzerineydi. Aslında demokratik olmadığını masada kendi adaylığı üzerinde ısrarcı olmasından belliydi ancak o süreçte kimse bunu konuşmadı herkes İYİ Parti’nin masayı terk etmesine odaklandı ve Meral Akşener topun ağzına kondu. Ki seçmen de bu algıya inandı ve İYİ Parti beklenenin çok altında oy alarak bir nevi cezalandırıldı. Kılıçdaroğlu kazanacaktı, dolayısı ile Ekrem İmamoğlu için ‘oğlum’ kelimesini kullanmaktan bile çekinmedi. Zira o cumhurbaşkanı olacak İBB Başkanı İmamoğlu’da partinin başına geçecekti. Özetle baba oğul hem ülkeyi hem CHP’yi yöneteceklerdi Ama öyle olmadı evdeki hesap çarşıya uymadı. Benzemezler ittifakının oluşturduğu Voltran, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yenmeye yetmedi. Sadece Erdoğan’ı değil bu ittifak mecliste çoğunluğu almaya da yetmedi. Kılıçdaroğlu’nun hamlesi işe yaramadı. İlk turda ve ikinci turda şaibeye yer kalmayacak şekilde Erdoğan kendisine fark attı. Cumhurbaşkanlığı gitti geriye CHP genel başkanlığı koltuğu kaldı. Dimyata pirince giderken evdeki bulguru kaptırmamak isteyen baba ile oğul arasında şimdi koltuk savaşı başladı. İBB Başkanı seçildiği ilk günden itibaren şehirde yaşanan her büyük olayda ya tatilde ya da başka illerde olan İmamoğlu, arkasına aldığı rüzgarla artık babasının koltuğuna gözü dikti. İstanbul için seçimden önce verdiği vaatleri göstermelikler dışında yerine getirmeyen ve hatta unutan İmamoğlu, ikinci kez seçilemeyeceğinin farkında. Bu nedenle ‘İstanbul’u AK Parti’den alan adam’ unvanını koruyarak kendini Ankara’ya CHP Genel Merkezine atma derdinde, fırsatı da yakaladı. Seçimden yenilgiyle çıkmış, partililer tarafından hatta en yakın arkadaşları tarafından bile çekilmesi istenen bir baba var karşısında. İstanbullu seçim bitti Ekrem İmamoğlu artık şehre döner ve çalışır diye beklerken onun ajandası maalesef başka projelerle dolu. Şimdi bir sürü senaryolar konuşuluyor, işte ‘Kılıçdaroğlu İstanbul’u kazan gel öyle genel başkan ol’ dedi gibi…. Kılıçdaroğlu seçimde kendi için yaptığı yanlış stratejiyi şimdi İmamoğlu için yapma derdinde ve belki de oğlunu bu şekilde devre dışı bırakarak koltuğunu sağlama alma çabası bu. 2024 İBB seçimlerini İmamoğlu’nun alacağının garantisi var mı? Yok, hadi aldı diyelim meclis çoğunluğunu CHP’nin alma ihtimali var mı ki bu ihtimal kazanma ihtimalinden bile çok düşük. E o zaman istifa ederse meclis AK Partili üyeyi İBB Başkanı seçmeyecek mi? Baba ile oğul arasında koltuğu koruma ve koltuğu kapma savaşında fillerin tepiştiği bir ortam söz konusu. Filler tepişirken çimenler ezilirmiş burada da ezilen maalesef partiye gönül verenler ve İstanbullular olacak. Kılıçdaroğlu kendi oluşturduğu delegelerle genel kurulda koltuğu sağlama alma derdinde olacak ki bunun bir benzerini Baykal- Sarıgül savaşında görmüştük onun öncesinde de İnönü- Ecevit arasında. İnönü; Ecevit’e karşı koltuğu koruyamamıştı, tarihi iyi okuyan Baykal, Sarıgül’e bu şansı vermedi. Şimdi Kılıçdaroğlu Baykal gibi davranıp İmamoğlu’nun önce safdışı etme ardından belki de Baykal’ın Sarıgül’e yaptığı gibi partiden ihraç etme düşüncesinde. Baba oğul savaşında kim galip çıkacak göreceğiz ancak bu savaşın iki büyük mağduru olacak. Az önce de söylediğim gibi CHP’liler ve İstanbullular. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2024 seçimleri için “İstanbul’da fetret devrini bitireceğiz” ifadesini kullandı. Bu söz hamaset olsun diye öylesine söylenmiş bir söz değil. Kadir Topbaş döneminde yapılan yatırımlar, projelere bir yenisi eklenmedi. PİAR ve algıyla İBB yönetilmeye çalışıldı. Doğal olarak yatırım yapılmayan İstanbul’da sorunlar da her geçen gün büyümeye başladı. Sadece İBB değil, Topbaş döneminde ‘İBB Bize yardım etmiyor’ diye sürekli şikayet eden CHP’li ilçe belediyelerinde de bir fetret dönemi olduğu ortaya çıktı. İşte Erdoğan ‘bu fetret dönemini bitireceğiz’ derken doğru noktaya parmak bastı. Belki de 2024 İstanbul seçimlerinin belirleyici sloganı olacak bu söz. Başa dönersek CHP’deki miras kavgası baba oğul ile sınırlı kalmayacak. Dayı- amca da işin içine girecek gibi. Özgür Özel aday olarak ortaya çıktı, CHP’nin ağır toplarından Kılıçdaroğlu’na salvolar artarak devam ediyor ama bu isimler aslında İmamoğlu’nu da istemiyor. Ortaya çıkacak kaostan kim ne kadar faydalanacak onu da zaman gösterecek. Bugün aynı zamanda Babalar günü, evlatlarına dağ olmayı başarabilen tüm babaların bu anlamlı günü kutlu olsun… Kalın sağlıcakla…